Renklerin Satın Alma Kararımıza Etkisi

YAZAR:

MüşteriMetre

TARİH:

Pazar araştırmalarına göre bir ürün 9 saniye içerisinde seçiliyor. Bu 9 saniyede en önemli etkenin renk olduğunu ise tüketicilerin nesneleri %78 görerek algılamasından söyleyebiliriz. Geri kalan oranlar ise %3 dokunarak,  %3 tadarak, %13 işiterek nesneler tüketiciler tarafından algılanıyor. Bu durumda da satın alma kararlarımızı verirken beş duyu organımızı kullansak da bunların arasında görme duyusunun gücü belirleyici karar mercii oluyor. Sürekli bir görsel yani sözsüz iletişim halinde olduğumuz markalar hakkındaki bilgilere o markanın ürünlerine, renklerine, logosuna, kullandığı fontuna kadar görerek ve estetik algımızla yorumlayarak ediniyoruz. Markalarda bu gerçeklik üzerine görsel algılarımızdan ve renk faktöründen sonuna kadar faydalanmak için özel çalışmalar yapıyor. 

Örneğin markanın kimliği ve logosu belirlenirken görsel iletişimin en önemli elementi olan renklerden faydalanılıyor. Çünkü renklerin tüketicinin marka algısını üzerinde direkt olarak pozitif veya negatif yönde etkisi bulunuyor. Bu gerçeği göz ardı eden markaların ise birçok başarısızlık hikayeleriyle karşılaşabiliriz. Renklerin tüketici davranışlarını belirlemede yadsınamayacak derecede önemi olmasının nedeni görsel dikkatimizi yönlendirme etkisi. Hele ki renkler doğru kullanıldığında marka direkt marka ile özdeşleşip görsel hafızamızda rengiyle yer alıyor. Mesela, sarı kırmızı desem markayı sormadan bile herkesin aklına gelen şey aynıdır.

Markanın hitap edeceği hedef kitlesine göre renklerini belirlemesi de çok önemlidir. Kadınların biyolojik olarak renkleri ve farklı tonları algılamaları erkeklere göre güçlü olması, daha büyük yaş gruplarının retinaya gelen ışığın azalmasıyla renkleri daha karartılı algılaması gibi bilimsel bulgular üzerine marka renkleri belirlenebilir. Örneğin bebek ürünleri satan bir markanız var ve logonuz, görsel iletişimde kullandığınız tüm renklerin siyah olduğunu varsayarsak sizce bu mağaza hedeflediği kitlede ne kadar başarılı olabilir?

Marka renklerinin yanı sıra diğer görsel unsurların da tüketicinin satın alma kararı üzerindeki etkisi büyüktür. Örneğin ürün rengi, ürün ambalajı ve hatta mağaza renkleri bile tüketici davranışlarına yansıyor. Renklerle ilgili bir deney yapılmış ve deneklere farklı renklere boyanmış yüzeyle bir saniyeden daha kısa süre gösterilmiş ve çekilmiş. Daha sonra deneklere ilk önce algıladıkları renk sorulmuş ve tabii ki tahmin ettiğiniz gibi kırmızı olmuş. Turuncu, kırmızı gibi sıcak renkler pazarlamada karşı tarafa bir mesaj iletme ve harekete geçirme amacıyla kullanılır. Çünkü bu renkler dikkatimizi çekerek algımızı yönlendirir. Markalarda bu renkleri tüketiciyi ikna etmek, eğlence ve hareketlilik sağlamak istediği noktada kullanmayı tercih ediyor.

Parlak renkler hafiflik, kutlama ve mutluluk verirken koyu renkler daha ciddi bir hava yaratmak için tercih ediliyor. Yeşili birkaç yıl öncesine kadar raflarda görmezken şimdi ise ürünün sağlıklı olduğunu belirtmek için kullanılıyor. Paketlemede beyaz ve açık renkler hafiflik, saflık, temizlik veya düşük kalorili hissi uyandırmak için kullanılıyor. Örneğin hiç siyah bir süt paketi satın aldığınızı hayal edebiliyor musunuz? Sonuç olarak belirli renkler tüketici üzerinde belirli imge ve duyguları uyandırarak farklı tepkilere neden oluyor. Bu tepkiler ise farklı ülke, kültür, cinsiyet, yaş ve hatta gelir seviyesine göre farklılaşıyor. Rengin çoğu üründe fiyatı bile arttırdığına çoğu kez şahit olmuşuzdur. Bu nedenle yeni marka kuracaklar renklerini seçerken o ülkenin kültürüne göre renkleri  nasıl algıladığına kadar çalışmalar yapması gerekiyor.

Sonuç olarak markalar renkleri ve tüketicide uyandıracağı duyguları iyi bilmeliler. Bunları bilmek satışların üzerinde iyi bir etkisi olacağı gibi bilmemek de zarara uğratabilir.

Renkleri ve görsel iletişimin gücünü kullanmaktan kaçınmayın!